Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze’deki Nasır Hastanesi’nin İsrail baskınının ardından işlevini yitirdiğini açıkladı.
İsrail ordusu, Hamas tarafından alınan rehinelerin burada tutulduğuna dair istihbarat aldıklarını söyleyerek Perşembe günü hastaneye yönelik bir baskın düzenlemişti.
WHO, durumu değerlendirmek üzere bölgeye girmelerine de izin verilmediğini söyledi.
İsrailli askeri yetkililer, Nasır Hastanesi’ne yönelik operasyonu “kusursuz ve sınırlı” olarak tanımladı ve Hamas’ı “hastaneleri teröre alet etmekle” suçladı.
WHO Başkanı Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, “Gazze’deki Nasır Hastanesi, bir hafta süren kuşatmanın ardından yapılan baskının ardından artık işlevsel değil” dedi.
Dr. Ghebreyesus, “Hem dün hem de bir önceki gün, yakıt teslim etmek üzere hastaneye ulaşmasına rağmen, WHO ekibinin hastaların durumunu ve kritik tıbbi ihtiyaçları değerlendirmek üzere hastaneye girmesine izin verilmedi” dedi ve şöyle devam etti:
“Hastanede hala 200 hasta bulunuyor. En az 20 tanesinin tedavi için başka hastanelere nakledilmesi gerekiyor.”
Hamas tarafından yönetilen Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, hastanede hastalara bakmaya çalışan sadece dört sağlık personelinin kaldığını söyledi.
BBC hastaneye erişemedi ve oradaki durumu bağımsız olarak doğrulayamadı.
BBC’ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir kaynak, elektrik ve oksijen tedarikindeki kesintiler nedeniyle 11 hastanın öldüğünü ve birkaç doktorun da tutuklandığını söyledi.
İsrail ordusu, eylemleri neticesinde kimsenin ölmediğini; askerlere de hastaneyi çalışır durumda tutmalarını yönünde emir verildiğini belirtti.
İsrailli askeri yetkililer, hastaneye mazot ve oksijen tedarik edildiğini ve kurulan geçici bir jeneratörün çalıştığını söyledi.
Çatışmalar, hastane çevresinde haftalardır sürüyor. İsrail defalarca Hamas’ın okullarla birlikte hastaneleri de operasyon üssü olarak kullandığını öne sürdü.
İsrail ordusu, 20 civarında Hamas militanının öldürüldüğünü, hastane çevresinde çok sayıda silaha el konulduğunu açıkladı.
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırılarında en az 1200 kişi hayatını kaybetti.
Bunun ardından İsrail, Gazze Şeridi’ne yönelik ağır bir yıkıma neden olan saldırılar başlattı. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre savaşın başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk ve kadınlar olmak üzere 28 bin 400’den fazla insan İsrail tarafından öldürüldü, 68 binden fazla insan da yaralandı.
Gazze Sağlık Bakanlığı, son 24 saat içerisinde 127 Filistinlinin öldürüldüğünü, 205 Filistinlinin de yaralandığını açıkladı.
Gazze’de devam eden büyük çatışmalarla beraber, İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlama üzerine Mısır’ın başkenti Kahire’de de toplantılar devam ediyor. Ancak Katarlı arabulucular son gelişmelerin “pek umut verici olmadığını” söyledi.
Cumartesi günü Münih Güvenlik Konferansı’nda dünya liderlerinin katıldığı bir toplantıda konuşan Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman bin Casim es-Sani, “Son birkaç gündeki gidişat pek iç açıcı değil ama her zaman tekrarladığım gibi, biz her zaman iyimser kalacağız ve çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden’ın talebi üzerine müzakereciler gönderdiğini, ancak Hamas’ın taleplerinin “hayal ürünü” olması nedeniyle görüşmelere dönmediklerini söyledi.
Hamas ateşkes anlaşmasında ilerleme sağlanamamasından İsrail’i sorumlu tuttu.
Grup, rehinelerin Filistinli mahkumlarla takas edilmesi, İsrail güçlerinin tamamen geri çekilmesi ve çatışmalara 135 gün ara verildikten sonra savaşın sona erdirilmesi gibi bir dizi koşul öne sürdü.
Netanyahu ayrıca İsrail hükümetinin, Refah bölgesini de içine alacak şekilde Gazze’ye yönelik kara harekâtını güneye doğru ilerletmeye devam ettiğini yineledi. Uluslararası kamuoyu ise savaşın ilk günlerinde bölgenin kuzeyinden Refah’a doğru kaçan insanların buradan tahliyesi için hiçbir şey yapılmaması gerekçesiyle İsrail’e baskı uyguluyor.
Mısır sınırına yakın Refah’ta İsrail saldırılarından kaçan yaklaşık 1,5 milyon kişi bulunuyor. Bu insanların pek çoğu önce kuzeyden merkeze, daha sonra da güneye doğru kaçtı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir telefon görüşmesi yapan Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi Cumartesi günü yaptığı açıklamada Filistinlilerin Mısır’ın Sina çölüne zorla gönderilmesine karşı olduğunu yineledi.
İki lider bunun yerine “ateşkesin hızlı bir şekilde ilerletilmesi gerekliliği” konusunda mutabık kaldı.
Sisi uzun zamandır tek çözümün Filistinliler için bağımsız bir devlet olduğunu savunuyor.
Ancak Pazar günü Netanyahu, hükümetin oybirliği ile Filistin devletinin “tek taraflı olarak tanınmasına” resmen karşı çıkma kararı aldığını açıkladı.
Netanyahu, böylesi bir anlaşmaya İsrailliler ve Filistinliler arasında doğrudan müzakereler yoluyla varılması gerektiğini söyledi.
İsrail’in Filistinlilerle kalıcı bir anlaşmaya ilişkin uluslararası dayatmaları tümüyle reddettiğini ifade eden hükümetin resmi açıklamasında, “Bir anlaşmaya varılacaksa bu ancak taraflar arasında önkoşulsuz olarak yapılacak doğrudan müzakereler yoluyla olacaktır” denildi.